Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman" Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
Sultan III Ahmet!..
Baban Mustafa Han'ın ve benim şu halim sana ibret olsun. Biz vezirlerimize teslim olduğumuz, her işi onlara bıraktığımız için senin şu an çıktığın tahttan indik. Kendini vezirlerinin nüfuzu altına sokma. Her şeyi onlara bırakma, her daim işinin başında ol. Kendin gör, kendin anla. Bizi berbat ve perişan eden hallerden sakın. Akil ve ihtiyar ve umur görmüş, bu fena dünyanın türlü belasını çekmiş pirler ile daima meşveret eyle. Zalime şiddetli, mazluma adil ol. Sırrını ifşa etme ki keder ve nedamet gelmeye. Hayatım ve evlatlarım sana emanettir. Emanete sahip çık.
Sayfa 576 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1961: Atsız'ın İlmi Yayınları Yoğun siyasi gelişmelerin yaşandığı 1961 yılında Atsız'ın iki ilmî kitabı da çıkar: Osman (Bayburtlu), Tevârîh-i Cedid-i Mir'ât-i Cihan, İstanbul 1961. Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I, 824, 835 ve 843 tarihli takvimler, İstanbul 1961. Üçüncü Murad devrinde yazılmış bulunan Bayburtlu Osman'ın eseriyle Atsız 1930'lardan beri meşguldü. 1936 yılında Dede Korkut'la ilgili kitabını hazırlamakla meşgul bulunan arkadaşı Orhan Şaik Gökyay'a bu eserin "Der-beyân-1 Evsâf-1 Bayundur Han” bölümünü istinsah ederek bir mektupla göndermişti (Gökyay 1938: XXXIII). Osmanlı takvimleriyle de Atsız 1950'lerden beri meşguldü. 856 tarihli bir takvimi, "Fatih Sultan Mehmet'e Sunulmuş Tarihi Bir Takvim" başlığıyla 1957 yılında İstanbul Enstitüsü Dergisi'nin III. sayısında yayımlamıştı. Ancak o yayında teknik sebeplerle transkripsiyonlu metni verememişti. "Şimdi tarihçilerin ve belki de aynı zamanda dilcilerin istifadesine sunduğum bu bir sıra takvimi, bütün hurafe ve İsrailiyat bölümleriyle birlikte yayımlıyorum." diyerek Atsız metinlerin transkripsiyonlu ve eksiksiz bir yayınını gerçekleştirmiş oluyordu. Şimdi Türkçüler tekrar dergicilik faaliyetine başlayacaklar ve siyasi gelişmeleri de takip ederek konumlarını belirleyeceklerdi. 1962 Ocağının sonunda haftalık Millî Yol, Şubat ayında da aylık Orkun dergisini çıkarmaya başladılar. Ancak dergilere geçmeden önce 22-23 Şubat gecesini anlatmalıyız.
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Kanuni kuyumculuk sanatında mahirdir. II. Selim kitap arasına konulan, satır takibine yarayan “hilal” yapımında ustadır. III. Mehmet kaşık ustasıdır. I. Ahmet Çerkes kamçıları yapar. II. Osman saraçtır. Eğer ve at koşumları yapar. III. Ahmet hattattır. III. Selim usta bir musikişinas ve bestekârdır. Ayrıca kaval tüfeği yaparmış. II. Mehmet hem hanende hem sedefkârdır. Sultan Abdülaziz neyzen, musikişinas, bestekâr ve pehlivandır. Abdülmecid Han hattattır. Mecidiye ve Dolmabahçe camilerini süsleyen celî hatlar onundur. II. Abdülhamit usta bir marangozdur. Son Halife Abdülmecid Efendi batı tarzı resim yapmakta şöhret sahibidir.
Sayfa 157
Mısır'ın fethinden sonra Yavuz'un İstanbul'a getirdiği ulemanın tamamı, tutucu, akılcılıktan uzak Eşari etkisindeki kimselerdi. Bu tutuculuk Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinde yayılmış ve pozitif ilimler yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. O devrin çok önemli bir ilim yuvası olan Ali Kuşcu'nun İstanbul'da, Galatasaray'ın altında, Tophane'deki uzay gözlemevi 1580'de bir fetvayla yıkılmıştır. IV. Murat döneminde (1623-1640) Galata Kulesi'nden Üsküdar Dogancılar'a kadar uçmuş olan Hezarfen Ahmet Çelebi ulemanın etkisiyle Cezayir'e sürülmüştür. Aynı dönemde ilk roket uçuşunu gerçekleştiren Hasan Çelebi gene ulemanın baskısı sonucu yargılanmış ve Kırım'a sürülmüştür. III. Sultan Ahmet Han (1703-1730) döneminde ilk denizaltı Osmanlı'da inşa edilmiş fakat gelişmesi engellenmiştir.
Sayfa 99 - Dharma YayınlarıKitabı okudu
Reklam
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
III.Ahmet dönemi
OsmanlI Devletinde sulh ve huzur devam ederken, İran-Safevi Devleti son günlerini yaşıyordu. İran'a bağlı olan Dağıstan 1722'de Türk himayesine girmek istedi ve bu isteği kabul edildi. Kafkasya'yı tehdid eden Rusya'ya mani olmak isteyen Sultan Ahmed Han, hudud valilerine ferman göndererek hazırlıklı olmalannı istedi. Bu sırada İran cephesindeki ordu, 1723 yılında harekete geçerek Gürcistan, Güney Azerbaycan, Luristan, Erdelan, Kirmanşah ve Hemedan'ı ele geçirdi. 1725'de Osmanlı askeri Tebriz'e girdi. Gence, Revan ve Nahcivan alındı. 1727'de İran Şahı imzalanan bir andlaşma ile Osmanlı Devletinin bütün fetihlerini tanıdı.
II. Bayezid, Sultan Cem, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kânûnî Sultan Süleyman hatırı sayılır şairlerdendir. Kânûnî ayrıca kuyumculuk sanatında mahirdir. II. Selim kitap arasına konulan, satır takibine yarayan “hilâl” yapımında ustadır. III. Mehmet kaşık ustasıdır. I. Ahmet Çerkes kamçıları yapar. II. Osman saraçtır. Eğer ve at koşumları yapar. III. Ahmet hattattır. III. Selim usta bir musikişinas ve bestekârdır. Ayrıca kaval tüfeği yaparmış. II. Mehmet hem hânende hem sedefkârdır. Sultan Abdülaziz neyzen, musikişinas, bestekâr ve pehlivandır. Abdülmecid Han hattattır. Mecidiye ve Dolmabahçe camilerini süsleyen celî hatlar onundur. II. Abdülhamit usta bir marangozdur. Son halife Abdülmecid Efendi batı tarzı resim yapmakta şöhret sahibidir.
Sayfa 157Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.